25 Mart 2016 Cuma

BENİM YETİM KARDEŞİM

   Dünyamız barış, huzur, mutluluk içinde olması gerekirken birçok çocuk farklı sebeplerden annesiz, babasız hatta ailesiz kalıyor. Koskoca dünyaya, küçücük bedenleriyle göğüs germeye çalışıyorlar. Her gün bir umutla yaşıyorlar. Annelerinin, babalarının hayatta olmadıklarını bildikleri halde bir umut diyorlar. Bir an bile olsa kokularını içine çekmek, sımsıkı sarılmak onların en büyük hayali oluyor.
   
   Bir tarafta güç gösterileri yapmak, bir şeyleri ispatlamak, insanları zorbalıkla ellerinin altına almak için yapılan savaşlar, maddi istekleri için kalpleri körelmiş, merhametsiz olmuş milletler; bir tarafta da vatanını korumak, kimseler vermemek için yapılan mecburi savaşlar. Korkmuş, ne yapacaklarını pek kestiremeyen ama yüreklerinde umut besleyen milletler ve orada kalmış, bir şeyden haberi olmayan, hayatları bir anda değişen çocuklar…
   
   İş bulamamaktan bunalan, başını alıp giden veya bir iflasla maddi varlığını kaybedip sonrasında tereddüt etmeden hayatla bağını koparan anne babalar… Bakılınca iki olayda da farklı sebeplerden ötürü çocuklar yetim, öksüz kalmış. Ebeveynlerin düşünmeden bir anlık gafletle yaptıkları bu hatalar hiçbir şeyden haberi olmayan masum yavruların geleceklerine mal oluyor. Bilmezler ki hayatta en büyük varlık o çocukların gülüşleri, mutlulukları ve onların sevgileridir.
   
   Hiç ummadıkları bir anda hayatları değişen çocuklarımız… Onlar bundan sonra annelerinin önüne koyduğu yemeği sevmediği için geri çeviremeyecek. Sabah kalktığı zaman mızmızlanacak bir anneleri olmayacak. Koltukta uyuyakaldığında kucağına alıp yatağına götürecek bir babaları olmayacak. En önemlisi de tek başına kalsa dahi benim arkamda beni seven, beni koruyup kollayan bir annem, babam var diyemeyecekler.
   
   Bizlere düşen mesuliyet de büyüktür. Onların karanlık dünyalarından çekip, almalıyız. Yalnız olmadıklarını, yanlarında olduğumuzu hissettirmeliyiz. En büyük ihtiyaçları da sevgi ve güven. Çünkü anne, babalarının boşluğu onları sevgisiz, güvensiz bir hayata itti. Bu yüzden sevgimizi sonuna kadar hissettirmeli ve güvenlerini kazanmalıyız.
   
   Bazı şeylerin farkında olmalıyız. Elimizdeki şeylerin kıymetini bilip, şükretmeliyiz. Aynı zamanda da yetim olan, öksüz olan kardeşlerimizin yerine kendimizi koyup onları hissettirmeliyiz, anlamalıyız. Onların karanlık dünyalarını elimizden geldiğince aydınlatmalıyız. Belki annelerinin babalarının yerlerini tutamayız ama sığınacak bir limanları olabiliriz.

                                                                                                       Neslihan Zehra KARABUL
                                                                                                                      


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder