27 Aralık 2015 Pazar

EMEKTAR ÖĞRETMENLERİMİZ


   İnsanoğlu ilk yaratıldığı günden bugüne kadar en çok bilgiye ihtiyaç duymuştur. Çünkü yaşam bilgiyle birlikte yürütülebilen bir zaman bölümüdür. Bu bilgiyi, edinip öğrenen ve bizlere aktaran insanlar öğretmenlerdir. Öğretmenler bizlere sadece bilgi vermekle yetinmez eğitilmemize, güzel ahlak sahibi olmamıza da yardımcı olur.
   
   Öğretmenler, zor koşullar altında dahi insanoğluna en azından bir harf öğretsem bile kardır, diyerek hareket eden son derece fedakar ve verici insanlardır. Her türlü şartta, her türlü mekanda, her türlü coğrafi koşulda yılmadan, usanmadan görevlerini sonuna kadar yerine getirirler. Çünkü onların tek hedefi bir insan daha yetiştirebilmek, bir insana daha yol gösterebilmek, bir insanı daha kazanabilmektir.

   Bizler doğduğumuzda ilk anne ve babamızla karşılaşırız. Bizlerin ilk eğitici ve öğreticileri onlardır. Ama hayattaki en büyük sermayelerimizi, öğretmenlerimiz vasıtasıyla kazanırız. Onlar en büyük yatırımlarını biz insanoğluna yaparlar. Öğrencilerinin de kendileri gibi diğer insanlara hatta diğer canlı varlıklara faydalı olduklarını görmek onlara en büyük onuru ve gururu yaşatır.

   Bizler onların bize verdiği değerden daha fazlasını onlara vermeli, bizler için ne kadar önemli olduklarını onlara gösterebilmeliyiz. Onlar bizim ikinci anne ve babalarımız. Öğretmenlerimizi sadece 24 Kasım'da değil her gün hatırlamalı, her gün onları ne kadar çok sevdiğimizi, saydığımızı göstermeliyiz.



                                                                                                        Neslihan Zehra KARABUL 
                                                                                                                   

17 Aralık 2015 Perşembe

MERHABALAR

    
   Güneşin doğuşunu izlemek için sabahın en erken saatlerinde ayağa dikilen, kışın yağan her kar tanesinin süzülerek yere inmesini izleyen insanların hissettikleri gibi naçizane yerimde sizlere bir parça da olsa böyle hoş duygulardan hissettirmek istiyorum. Sizlerle okur-yazar değil de daha çok dost, dert ortağı, sırdaş olmak istiyorum. Hayatta ki tutunma kaynaklarınızdan, mutlu olduklarınızdan olmak istiyorum.
   
   Hissettiklerimi yazmayı adet haline getirmiş bir insanım. Kendimde eksik bir parça olduğunu ve bu parçayı yazı yazarken tamamladığımı düşünüyorum. Ve kendi dünyama çekildiğim zaman bütün duygularımı, düşüncelerimi kağıda dökebildiğime inanıyorum. İnsanlarla iletişimimde birebir değil de, yazarak daha olumlu olduğunun kanaatindeyim. Çünkü yazı yazarken insan daha gerçekçi oluyor. 
   
   Hayatımı hep yazı yazarak mı geçiriyorum, tabi ki de hayır. Sanatın sadece yazı tarafıyla değil diğer dallarıyla da ilgileniyorum. Mesela, origami yapmayı çok seviyorum. Kendimce bir sürü sanat eserim var. Kuğudan kar tanesine, çiçeklerden balıklara birçok şey. Sabır isteyen bir meziyettir. Çok iyi kafa dağıtıyor ve hayal gücünü geliştiriyor. İler ki zamanlarda birlikte origami sanatını, nasıl yapılacağını, resimlerini sizlerle paylaşacağım.
   
   Bibliyomani, bloğumun biricik ismi. Bu ismi uzun süre düşündüm ve bana uygun olduğuna karar verdim. Çünkü benim deli dolu bir kitap aşkım vardır. Küçüklükten beri yüzlerce kitap okudum. Farklı türden, farklı yazarlardan ve okuduğum bütün kitaplar kitaplığım da yer almaktadır. İşte bibliyomani de tam olarak bu demektir. Hastalık derecesine varan bir kitap aşkı.
   
   Bu anlattıklarım koskoca dünyamda ağacın bir yaprağı, yağan yağmurun bir damlası, gökyüzündeki binlerce yıldızın bir tanesidir.

                                                                                                        Neslihan Zehra KARABUL